Ben Bir Kar Tanesiyim

Ben bir kar tanesiyim. Ben oluşmak için denizde bir damlacık oluyorum. Ardından bulutlara yükseliyorum. Sonra bulutlarda uyuyorum. Soğuk havayla diğer damlacıklarla birleşerek ağırlık yaparak aşağı ineriz. İnerken yavaş yavaş şeklimi alırım ve  yeryüzüne kar tanesi olarak inerim.

Bizler birbirimize benzemeyiz. Bir de ben eşsiz güzellikteyim. Tabi bu diğer kar tanesi kardeşlerim için de geçerli.Havada uçarak dünyaya inmek benim en sevdiğim şeydir. Mutlulukla dans ederek uçarım.

Sincap Yavrusu Mimi Sevgiyi Öğreniyor

Ağaç kavuğundaki yuvaları kalpleri gibi minicik ama sevgiyle doluydu. Annesi ve abisiyle yaşayan Mimi her sabah annesinin şarkılarıyla ve öpücükleriyle gözlerini açardı. Bazen  de annesi daha fazla öpsün ve daha çok güzel sözler söylesin diye uyuma numarası yapardı. Annesi Mimi’yi kirpiklerinden öper,minik patilerinin her parmağını öper ve onu verdiği için Rabbime teşekkür ederdi. Bunları duymak her sabah ama her sabah Mimi için çok güzeldi.Sabahları sevilerek uyanır annesi ona ”Bugün çok güzel bir gün, her şey çok güzel olacak…” derdi.Uyandığında kahvaltısı hazır olan Mimi’yi annesi yine kahvaltı boyunca öper, koklar hatta onu seyrederken kendisi kahvaltı bile yapamazdı. Bu her sabah Mimi için sıradan olmuştu.

Bugün Mimi karne alıyordu ve sevdiği babasının yanına gidecekti. Annesinden ayrılmak zor geliyordu ona. Diğer taraftan annesi ona sevdikleriyle olmanın güzel olacağını,farklı yerlerin ona  öğreneceği çok şey olduğunu söylüyordu.Mimi nasıl olur acaba diye içinden geçiriyor ve yüreğinde merakla karışık bir duygunun olduğunu seziyordu.

Mimi babasıyla beraber evinden ayrıldı.Annesi gözyaşlarıyla onu öptü. Ona mutlu olmasını söylemişti.Ama Mimi’nin yüreğinde anlayamadığı bir şeyler oluyordu. Annesine ıslak gözlerle baktı, vedalaştı.

Mimi bir hafta sürecek olan tatilinde annesine duyduğu özlemle birlikte bir çok güzel şey de yaşadı.Annesi ve abisinden uzakta olduğunda yaşadıklarını  anlatacaktı. Her gün annesini özlediğinde onunla yaşadıklarını hatırlıyordu. Okuldan döndüğünde annesiyle birlikte ayaklarını duvara kaldırıp yatarak dinlenirler ve o gün yaşadıklarını eğlenerek birbirlerine anlatırlardı.Çok özlüyordu.

Bir hafta geçti ve Mimi annesine kavuştuğunda ona asla bir daha senden ayrılmayacağım diyordu.Annesinin hergün onu öptüğü gibi şimdi Mimi annesini öpüyor, kokluyordu. Bazen sarılıyor ”Seni çooook seviyorum anneciğim, hiç ayrılmayacağım,beni bırakma ”diyor ve gözünden yaş akıyordu. Küçük Mimi sevginin artık ne olduğunu biliyordu. Sevgi anne demekti. Sevgi bir annenin yavrusu olmak demekti.Gözünden akan yaş sevginin kendisiydi.

Bu Gün Çok Eğlendim

Bu gün çok eğlendim. Annem ve arkadaşlarıyla  Kastamonu’da önce kahvaltı yaptık. Çok güldük. Hepimiz çok neşeliydik.Sonra sinemaya gittik. Çok güldük. Beş boyutlu on dakikalık heyecanlı bir filmde annemle birlikte çok eğlendik.Çıktığımızda sesimiz kısılmıştı.Çok heyecanlıydı ve ikimizde bağırıyorduk. Ama hiç bu kadar eğlenmemiştim.

Akşam olunca yemeğe türkü çadırına gittik. Hep birlikte şarkı söyledik, oynadık, ellerimiz kızardı. Abim alkışladı biz annemle birlikte şarkı söyleyip oynadık.Çok sevinçliydik. Gece çok geç eve döndük. Gelirken arabada da çok eğlendik, şarkı söyledik. Hepimiz çok eğlendik ve güldük. Çok güzel bir gündü.

İSTANBUL

Ben İstanbul’a geldim, yani babamın yanına. Geçen pazar yola çıktık ve akşam İstanbul’a vardık. O gece yorgun olduğumuzdan dolayı hemen uyuduk. Sonra sabah olunca yemeğimizi yedik. Ablamı aldık, kahveciye gittik. Kahvecide ablama sevdiğim müzikleri dinlettirdim. Bu beni çok mutlu etti. Sonra eve gittik.

Sabah olunca kahvaltımı yaptım ve kitabımı okumaya başladım. Kitabımın adı MOZART’tı. Kitabımı çok beğendim. Bu yüzden 27.sayfaya kadar geldim. Sonra ablamla makarna yaptık ve yedik. Sonra uyuduk. Sabah olunca yemekten sonra   babam, ben, ablam bilet almaya gittik. 2 tane bilet aldık. 2’si de tiyatro biletiydi. Biri Prenses’in En Güzel Şarkısı, diğeri Pamuk Prenses’ti. Çarşamba günü Prenses’in En Güzel Şarkısı’nı, perşembe günü Pamuk Prenses’i izledim ve çok beğendim. Bir tanesinin ana fikri iyilik, birinin sevgiydi. Ben ana fikirlerini çok beğendim. Cuma günü ablamla kek yaptık. Kek yaparken ben çok eğlendim ve akşam tombala oynadık. Tombala‘yı ben yendim.

PINARBAŞI

Bir gün kuzenlerim gelmişti. Onlarla birlikte Pınarbaşı’na gittik. Orada Ilıca Şelalesi varmış. Teyzemler, eniştemler, kuzenlerim ve annemle ben oraya gittik. Oradaki taşlar çok büyüktü. Taşların arasından geçip üstüne çıktık. Şelaleden akan sular yemyeşil göl oluşturmuştu.

Sonra o köydeki camiye gittik. Abdest aldık ve namaz kıldık. Reşat eniştem köylülerden birinden karpuz alıp hepimize kesti ve biz de ellerimizde yedik.Kocaman bir aileydik ve çok eğlendik.

Üç Yavru Kedicik

Biz dün annemle çay bahçesine gitmiştik. Orada üç yavru kedi gördük.Onları sevdim.Yumuşacıktı.Annemin arkadaşlarıyla onları sevdik.Sonra anneleri geldi..Kedi yavruları çok güzel süt içiyorlardı.Onları seyrettim.Üç  Kedi Yavrusu

Kapadokya Gezim

Bugün dağ gibi yerlere gittik.Orda Peri Bacaları diye bir yer varmış.İnsanlar eskiden oralarda  yaşarmış.Biz de o yerlerin içine girdik.İnsanlardan bağzıları hala orada yaşıyor.Bağzı Peri Bacaları restorana dönüşmüş.Biz annemle bir çok yerlerinigezdik.Peri Bacalarının bazıları şekiller oluşturmuş.Birtanesi deve şeklini almıştı.Sonra burada biz otele gittik.Otelde çok kişi vardı ve çok güzel şeylwer vardı.Otelde havuzda yüzdük sonra uyuduk.Sabah olunca da yola çıktık, yol çok uzundu ama gezimiz çok güzeldi.

Hikaye Defterimdeki Hikaye

Ben daha önceden okulda bir hikaye yazmıştım. O hikayede de şöyle yazıyordu:

Ali’nin Küçüklüğü

Ali şu an 20 yaşında. Bir gün Ali günlüğüne bakınca bir anısını gördü. Anısında yerlere çöp atıyormuş sonra annesi gelip ona “yerlere çöp atmayıp çöp kutusuna atmamız  lazım” demiş. Ali bu anısına inanamamış. Bir başka anısına bakmış. Bu anısında bir yaşlı yardım ediyormuş. Ali çöpleri yere attığı anısına da gülmeye başlamış. Öbür anısında ise sevinmiş çünkü bir anısında büyüklere yardım ediyormuş, bir anısında da çevreyi kirletiyormuş.

Hikayenin Mihrimah'ın defterindeki aslı.

(Bu hikaye, ikinci sınıf öğretmeninin sınıftan, yukarıdaki fotoğrafta bulunan iki resmi kullanarak bir hikaye yazmalarını istemesiyle, Mihrimah tarafından yazıldı.)

Seni Çok Seviyorum Babacığım

Babacığım seni çok seviyorum

Keşke İstanbul’da olmasaydın

Seni çok özlüyorum ve seni çok seviyorum babacığım

Ben Taşköprü’deyken

Seni çok özlüyorum, daha sık sık gelsen diyorum

Seni çok özledim babacığım

Anneme Sevgilerle

Ben anneler gününde anneme bir mektup yazmıştım.O mektupta şöyle yazıyordu:

Anneciğim sen beni karnında taşıdın dokuz ay

Ben doğduğumda çok mutlu olduğundan eminim

Çünkü beni büyüttün

Yoruldun ama sinirlenmedin

Hiç kızmadın hep bana iyi davrandın

Küçükken bir şeyleri yapamadığımda

Beni hep destekledin

Yapamadığımda birazcık çalışırsan yaparsın dedin

Artık büyüdüm ödevlerimi yapamadığımda

Sen yardım ettin

Seni çok seviyorum anneciğim

Senden hiç ayrılamıyorum

Ayrılınca seni çok özlüyorum canım annem

.

.

.